Büyük Hukukçu
Hirş
, Türkiye’ye geldiğinde 31, derslerini Türkçe olarak vermeye başladığında 34,
üniversite reformunu hazırladığında 37, Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nu hazırladığında 40, yakın
tarihe kadar yürürlükte olan ve yeni Kanunumuzun da temelini teşkil eden Ticaret Kanunu’nu
yazdığında sadece 43 yaşındaydı… Sadece büyük Hoca
Hirş
mi? Ne değerli hukukçularımız var,
30 yıla onlarca değerli eser sığdırmış… Bu büyük başarıların sahiplerine bakınca geride bıraktığım
29 yılda yaptıklarım ne kadar az, ne kadar az bıraktığım iz… Ancak karaları bağlayıp oturmak yok,
çok değerli üstadım rahmetli
Cengiz İlhan
yayınlarımızda alıntıladığımız muhteşem “Mecelle”
çalışmasını 60 yaşından sonra yaptı, belki biz de başkalarına yararlı olacak eserler bırakabiliriz.
Neden olmasın?
Otuzuncu yıl başlarken, ne yorgun, ne bıkkın, ne de yılgınım.
İleriye bakıyorum, büyük bir azim ve istekle. Ne demişti büyük usta
Nazım:
“Biz bıraktığın gibiyiz / Yalnız ustalaştık taşı kırmakta/ dostu
düşmandan ayırmakta…”
Biz de bugün daha dayanıklıyız hukuksuzlukla
mücadelede, daha sert derimiz, daha güçlü dilimiz ve şükür ki henüz açık zihnimiz…
Öyleyse yapamadıklarımızı yapabiliriz.
Önümüzde umarım daha uzun yıllar vardır. Belki de yoktur. Yapılacak
işler var; yazılacak kitaplar, makaleler, söylenecek sözler, öğrenilecek
bilgiler, erişilecek fikirler ve hukuk için kavgalar var kazanılacak, illâ ki
kazanılacak… Çünkü biliyoruz ki eninde sonunda hukuk kazanmalıdır,
insanlık kazanmalıdır. Daha çok çalışmalı, daha çok üretmeli, daha çok iz bırakmalıyız… Bir başıma
başladığım yolda artık yalnız değilim, bir ekip, bir aile olarak buradayız. Neden umutlu ve keyifli
olmayayım ki? Elinizdeki bu yayındaki çalışmalarıyla arkadaşlarımın bilgi, yetenek ve deneyimlerinin
geldiği noktayı görmenin huzuru ve onlardan geride kalmamak için çok çalışmam gerektiğinin bilinci
içindeyim.
Otuzuncu yıl başlarken kendimi daha genç hissediyorum ve geleceğe daha inançlı bakıyorum.
Gölgeler arkamızda kaldı, yönümüz güneşe doğru, aydınlık bir hukuk yolunda…
Ömür dediğin zaten bir yolculuk, hedef dediğin varıldığında yenisine yola çıkılacak bir istasyon...
Ne hedeflerimiz bitecek ne de yolumuz, taa ki ömrümüz bitene dek!
AVUKAT
9 E y l ü l 2 0 1 5
Ü N S E V E R
X X X
YOL UZUN,
YÜRÜYECEĞİZ
VARILACAK
HEDEFLER VAR
11
