B O Ş A N M A D A V A L A R I N D A D A V A L I N I N İ T İ R A Z H A K K I V E B U H A K K I N S I N I R L A R I
kusur yüzdelerini tespit etmeye yani hangi tarafın daha kusurlu olduğunu
belirlemeye çalışırken bir yandan da açılmış olan boşanma davasına itiraz
eden davalının itirazının iyi niyetli olup olmadığını araştıracaktır.
Sonuç olarak boşanma davasını kusuru daha fazla olan eş de açabilir
ancak açılmış olan davaya itiraz edebilmek için ilk şart itirazın iyi niyetli
yapılmış olmasıdır. Bununla birlikte eğer davaya itiraz eden eş kötü
niyetli ise ve evlilik birliğinin devamında davalı ve çocuklar bakımından
korunmaya değer bir yarar kalmamışsa hakim tarafların boşanmasına
karar verebilir.
Görüldüğü üzere kanun koyucu itiraz hakkını üç aşamalı olarak
değerlendirmektedir:
• Davadaki eşlerin kusur durumu,
• Davalının itiraz hakkını kötüye kullanıp kullanmadığı
• Davalı ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalıp
kalmadığının tespiti.
Yukarıda saymış olduğumuz hususların değerlendirmesi hakimin
takdirindedir. Hakim boşanma davasında bu hususları değerlendirirken
mesleki tecrübesine, dava görülürken toplamış olduğu delillere, dinlediği
tanık beyanlarına ve benzeri gerekçelere göre karar verir.
77
Ü N S E V E R
X X X
Yargıtay Hukuk
Genel Kurulu
13.03.2002 tarihli
2002/2-242 E.
2002/156 K. sayılı
kararında hakimin
takdir yetkisini
şu şekilde
açıklamıştır:
Boşanma davaları kamu düzenine ilişkin olduğundan kanun
koyucu hakime geniş takdir yetkisi tanımıştır. Bu sebepledir ki
hakim evlenme sözleşmesi ile oluşan hukuki durumu mümkün
olduğu ölçüde korumakla yükümlüdür. Toplumun en küçük
birimini oluşturan ailenin korunması ön planda tutulur. Ancak
evliliğin devamı toplumun düzenini zedeler hale gelmiş, toplum
için sorun oluşturmaya başlamış ve evlilik sosyal ve ahlaki
yönden çökmüş ise bu durumda evliliğin korunmasında gerek
eşler gerekse çocuklar yönünden bir yarar kalmamış demektir.
Böyle bir durumda evliliğin sonlandırılması en uygun çözüm